Kulübümüzün 79. Olağan Genel Kurulu Karadeniz Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Osman Turan Kongre Merkezi’nde yapıldı.

Genel Sekreterimiz Ömer Sağıroğlu’nun açılış konuşmasıyla başlayan Genel Kurulumuzda Kongre Divan başkanlığına Ali Sürmen, yardımcılıklarına da Mehmet Ongan, İsmail İnan, Yusuf Bahadır ve Coşkun Anahar seçildi.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının yanı sıra aziz şehitlerimiz ve ebediyete uğurladığımız tüm değerlerimiz için saygı duruşunun ardından İstiklal Marşımız okundu.

Genel Kurul gündeminin üyelerimiz tarafından kabulünün ardından gündem maddelerinin görüşülmesine geçildi.

Gündemin 4. maddesi gereği Yönetim Kurulumuzun idari ve mali raporlarına geçildi. 8. şampiyonluğumuza özel hazırlanan video genel kurula izletildi ve ardından Genel Müdürümüz Sinan Zengin, kulübümüzün idari ve mali raporlarını Genel Kurula sundu.

Genel Müdürümüz Sinan Zengin’in sunumunun ardından Denetim Kurulu raporu Denetim Kurulu üyesi İsmet Keskin tarafından genel kurula aktarıldı.

Raporun genel kurula aktarılmasının ardından yönetim kurulumuz oy çokluğu (151 kabul, 1 red) ile ibra edildi. Başkanımız Ahmet Ağaoğlu ise ibra öncesi kürsüye gelerek hem sunumunu gerçekleştirdi hem de sorulara ve eleştirilere cevap verdi.

Divan Başkanımız Ali Sürmen ve Divan Başkanlık Kurulu’na teşekkür ederek sözlerine başlayan Ağaoğlu, “79. Olağan Genel Kurulumuzun hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Teşriflerinizden ötürü hepinize teşekkür ediyorum. Burada iki üç konu başlığı ön plana çıkıyor ama esas itibarıyla bütçenin konuşulduğu bir genel kuruldayız. Hemen hemen herkesin ortak şikayeti borçların inanılmaz boyutlara ulaştığı; dolayısıyla sürdürülebilir finansal yapıdan uzaklaşmaya başladığımız yönünde eleştirilerdi. Borç ve alacak dediğimiz şey genel olarak gelir ile gider arasındaki farktır. Sürekli anlatmaya, defalarca ifade etmeye çalıştık. Süper Lig kulüplerinin en büyük gelir kalemi, 500 milyon dolara imzalanmış olan naklen yayın sözleşmesiydi. İlk ihale 500 milyon dolar olarak imzalandı. 2017-18 sezonunda, yani 8 Nisan 2018’de göreve geldiğimizde Trabzonspor’un 3 puan karşılığında elde ettiği gelir yaklaşık 800 bin Euro idi. Takip eden yıllar içerisinde 465’ten 416’ya, ardından 388’e ve 337’e, geçen sezon ise 218 milyon dolara, bu sezon da 115 milyon dolara düştü. Bunun anlamı şu; Trabzonspor, İstanbul, Ankara, İzmir, Kayseri deplasmana gidip berabere kaldığı takdirde naklen yayından elde ettiği gelir 60-70 bin Euro. Deplasman giderini bile karşılamıyor. Bütün eleştiriler yapılırken bunların da göz önünde bulundurulması lazım. Trabzonspor Kulübü’nde başkan ya da yöneticiler olarak azami gayreti gösteriyoruz. Ülkedeki ekonomik koşullar, kur farkı ve aynı zamanda enflasyon sonucuna bağlı olarak da gelir kaybına uğrarsınız. Çok büyük bir başarı olarak söylemiyorum ama borcu bu seviyelerde tutmamız hassas ve dikkatli davrandığımızı ortaya koyuyor. Trabzonspor’un dört sene içerisinde naklen yayın havuzunda uygulanan indirimden dolayı kaybettiği para 48 milyon Euro. Yayıncı kuruluşun da çok ilginç savunmaları ve iddiaları var. Hem Süper Lig’in marka değerinin düştüğü, irtifa kaybettiği ve aynı zamanda da korsan olarak izlenen yayınlardan dolayı çok büyük bir gelir kaybına uğradıklarını söylüyorlar. Bu da doğrudur, geçtiğimiz günlerde söyledik. Süper Lig maçlarını izleyen her 100 kişinin sadece 12’si yayıncı kuruluşa abone. Bunların kalanı başka yerlerde izliyor. Bununla ilgili hassasiyetimizi dile getiriyoruz. Bu sadece kulüplerin değil tüm futbol ailesi bireylerinin üstlenmesi gereken bir sorumluluktur. Kulüplere genel anlamda baktığınızda toplam 40 milyar TL’nin üzerinde borcu var. Bu yükle karşı karşıyayız” dedi.

Başkanımız Ahmet Ağaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü;

“Naklen yayın gelirinden kaynaklanan sorundan dolayı çok büyük bir gelir kaybına uğradık. İsterseniz biraz daha geriye gidelim. 2014-18 sezonlarına, yani bizden önceki dört yıla. Trabzonspor’u diğer üç büyük takımla kıyasladığımız zaman dört sezonda 136 maç oynamış takımlar. Bu maçlarda Beşiktaş 296 puan, Fenerbahçe 284, Galatasaray 267, Trabzonspor ise 203 puan toplamış. Bu dört senelik süreç içerisinde takımımız bir kez beşinci, iki kez altıncı ve bir kez de 12. olmuş. Lider konumunda olan Beşiktaş ile arasındaki puan farkı da 91. Bizim dönemimizde geride bıraktığımız dört yıllık sportif bilançomuz da şöyle; Ligde oynanan 146 maçta Trabzonspor 280 puan toplamış. Aynı süreçte Beşiktaş 146 maçta 270 puan, Galatasaray 261 puan, Fenerbahçe ise 254 puan toplamış. Bu süreçte Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor 1’er kez lig şampiyonu olmuş. Takımımız bir kez Türkiye Kupası ve aynı zamanda iki kez Süper Kupa kazanmış. Yani dört yıllık sürede Beşiktaş ve Galatasaray’ın üçer kupayla tamamladığı sezonları Trabzonspor bir kupa fazlasıyla dört kupa ile tamamlamış. Bir önceki dört yılda takımımızın sıfır kupayla faaliyetlerini sürdürdüğünü çok açık ve net bir şekilde görebiliyoruz. Bunları da sportif bilanço olarak değerlendirelim.”

“Altyapıdan çıkan oyunculara tüm camia sahip çıkmalı”

Başkanımız, altyapı konusunda yapılan eleştirilerin çoğunluğuna katıldığını belirterek, “Altyapı konusunda eleştirilerin yüzde 80’ine katılıyorum. Altyapılarda yetişen oyuncuların Süper Lig’de ilk 11’de süre almaları, oynama oranları yüzde 5.8’dir. Bunun anlamı ise şu: İki takımdan birinde sadece altyapıdan yetiştirdikleri oyuncu ilk 11’de görev alıyor. Dört yıllık ortalamaya baktığınızda Trabzonspor’da bu oranın yüzde 25 ila yüzde 28 olduğunu görüyoruz. Süper Lig genelinde bu ortalamayı yükselten yegane takım yine Trabzonspor’dur. Yeterli mi? Asla yeterli değil. Ancak altyapıdan çıkan futbolcularımıza ufacık bir hatada yerden yere vurulurken tek biz sahip çıkmayalım. Onlara sahip çıkmak camia olarak sizlerin de görevidir. Emin olun bu noktada çok zorlanıyoruz. Doğrudur, ben şunu sorarım kendime; Ahmetcan Kaplan’ın kadroda olduğu bir yerde, neden stoper transferi yaptım diye? Ama başkan, yönetim ve teknik ekip 284 gündür bir stoper transfer edemediniz diye ağır eleştirilere maruz kalırken o zaman lütfen aynı şekilde bu eleştirilere siz de cevap verin. Toplumsal bilinci oluşturamazsak kendi oyuncularımızı, yetiştirdiklerimizi koruma noktasında da büyük sıkıntılar yaşarız. Dört yıllık süre içerisinde biz bunları yaşadık. Oyuncular gençtir her zaman hata yaparlar. Hata yapan oyuncuyu bir anda silip gözlerimizi başka yere çevirirsek değerlerimizi göz ardı etmiş oluruz. Camia olarak sahip çıkmadığınızda yönetimin de işini zorlaştırmış oluruz” ifadelerine yer verdi.

“Birbirimize destek olarak başarabiliriz”

Başkanımız Ahmet Ağaoğlu, geçtiğimiz sezon gelen şampiyonluğun dayanışma içerisinde geldiğini hatırlatarak, “Geldiğimizden beri sürekli ifade ettiğimiz şey, birbirimize destek olarak, yan yana durarak başarıya ulaşabileceğimiz gerçeğidir. Şampiyonluğumuzun bir dayanışmanın, bir beraberliğin neticesinde geldiğini de sürekli olarak ifade ettik” cümlelerini kullandı.

“Türkiye’de 36 modern futbol stadyumu inşa edildi, yedisinin inşası sürüyor”

Başkanımız, devlet tarafından 36 modern futbol stadyumunun inşa edildiğini ve bunun yurt dışında örneği olmadığını ifade ederek, “En fazla verim almamız gereken yerden bana göre minimuma yakın noktadan verim alıyoruz. Eskiden ne söylenirdi? İmkan yok, tesis yok, malzeme yok. Bu ülkede son 15 sene içerisinde devlet tarafından 36 modern futbol stadyumu inşa edildi, yedisinin inşası ise sürüyor. Bunlar bakanlık tarafından kulüplerin kullanımına tahsis edildi. Devletin bu yaptığı dünyada eşi ve benzeri olmayan bir uygulamadır. Yurt dışında her kulüp ya kendi stadını yapar ya da belediye stadyumlarında oynar. 1600 civarında sentetik ve doğal çim saha var ülke genelinde. Profesyonel ve amatör kullanımlara tahsis edildi. Demek ki bu ülkenin sporcu yetiştirmekteki sorunu tesis değilmiş. Eğitim ve sporu yöneten veya yönettiğini düşünen insanların iradesindeki noksanlık ön plana çıkıyor. Cumhurbaşkanımız ile yaptığımız her toplantıda altyapıya önem verilmesini söylüyor. Herkes ‘tamam’ diyor ama kapıdan dışarı çıkınca hepimizin yaptığı, hepimizin malumu.
Biz bu konuda Belçikalı bir firmayla sözleşme imzaladık. 18 aylık süreçte önce öncelikle antrenörlerimize eğitim verecekler ve değerlendirmelerini yapacaklar. Biz bu anlaşmayı yaptıktan sonra Türkiye Futbol Federasyonu da aynı firmadan hizmet almaya karar verdi” açıklamalarına yer verdi.

“Şuana kadar hiçbir oyuncu ve kulüple transfer görüşmesi yapmadık”

Başkanımız Ahmet Ağaoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Görevde bulunduğumuz süre içeresinde transfer giderimiz 54.02 milyon Euro, gelirimiz ise 64.06 milyon Euro oldu. Toplamda ise net transfer gelirimiz ise 10.04 milyon Euro olarak ortaya çıktı. Şampiyonlar Ligi’nde yola devam etseydik geniş kadroya ihtiyaç vardı. Burada yola devam edemeyip Avrupa Ligi’nde de son 16’ya kalamadığımız için artık böylesine geniş bir kadronun idame ettirilmesi gerekliliği de bir noktada ciddi şekilde azalıyor. Ocak transfer dönemi için hiçbir şekilde hiçbir oyuncuyla ve kulüple transfer görüşmesi yapılmadı. Bunu çok net söylüyorum. Transfer yapılabilir ama kadrodan gidecek oyuncular olur ve sonrasında boşluk oluşursa söz konusu olabilir. Hedefimiz ocak ayı itibarıyla 32 milyon seviyelerine bu maaş bütçesinin çekilmesidir. Geçtiğimiz sene içerisinde, önceki dönemlere ait yapılandırılan borçlardan dolayı ödediğimiz faiz 130 milyon TL, vergi ve SGK ödememiz de yaklaşık 80 milyon TL dir. Kur farkı gideri bazılarınız kabul ediyorsunuz bazılarınız etmiyorsunuz biz bunu yaşıyoruz. UEFA da bunu kabul ediyor. 180 milyon TL ye yakın bir kur farkı sadece geçen sezon ekstradan ödemek zorunda kaldık. Bu sezon naklen yayın gelirindeki düşüş, kur farkı, kurun 20’ye dayanması, aynı zamanda hasılattaki düşüş karşımızdaki en büyük sorun.”

Başkanımızın konuşmasının ardından sırasıyla diğer gündem maddelerine geçildi. Yönetim Kurulumuzun yapmayı planladığı projelere ilişkin gerekli olan açıklamalar ve sonrasında yapılan oylamalar neticesinde genel kurul onayları alındı. Yine aynı şekilde üyelikten ihraçlar da genel kurulumuz tarafından onaylandı.

Dernek ve bağlı şirketlerin tahmini bütçesi Genel Müdürümüz tarafından Genel Kurula sunuldu ve sonrasında yapılan oylama ile kabul edildi.

Olağan Genel Kurulumuz, üyelerimizin dilek ve temenniler bölümünde yaptığı konuşmalarla tamamlandı.