Başkanımız Muharrem Usta, bugün yapılan Kulüpler Birliği Vakfı toplantısının ardından önemli açıklamalarda bulundu.

Başkanımız Muharrem Usta şu ifadeleri kullandı: “Galatasaray – Trabzonspor maçı sonrası yapmak durumunda olduğum basın toplantısında kullandığım çok klişeleşmiş bir cümle vardı. Bu düzen artık değişmeli. Arkasından Federasyon Başkanı Yıldırım Bey de konuşma yaparken yine aynı cümleleri kullandı. Bugün burada biz özetle bu cümlelerin üzerinde durduk. Bu düzen değişmeli. Gerçekten buna ihtiyacımız var çünkü Türkiye’de futbola bakışın değişmesi lazım. Hakemler başka yerde, kulüp başkanları başka bir yerde, oyuncular başka yerde. Dağınık bir yapıdan bahsediyoruz. Halbuki futbolda değişim istiyorsak şunu bilmek zorundayız. Futbol işin ana teması. Bunun içinde oyuncular, kaptanlar, kulüp başkanları, hakemler ve federasyon da bunun unsurları. Yani biz aslında birlikte, beraber olmalıyız. O zaman şuna ihtiyacımız var; takım kaptanları ve hakemlerin sene içeresinde sıkça bir araya gelmesini sağlamalıyız. Kulüp başkanı ve yönetimlerin hakemlerle sıkça biraraya gelmesini sağlamalıyız. Biz şimdi futbol oynuyoruz Türkiye’de. Milyonlar buna bakıyor. Hakemlerin asli görevi ne? Bu sisteme hizmet etmek. Onlar aslında burada ücretleri karşılığında sisteme hizmet eden, işi bir tarafında olan kişiler. Şöyle düşünelim ben hastaneciyim, siz gazetecisiniz. Hastanede çalışan birinin asli görevi nedir? O hastanecilik faaliyeti için en iyisini yapmaktır. Futbol faaliyeti için en iyisini yapması gereken kişiler olarak hakemler bizim hemen sağımızda durmalılar. Kulüp başkanları, kaptanlar, federasyon. Bizde halbu ki herkesin bir gettosu var.Herkes kendi dünyasına çekilmiş. Aman bir araya sık gelinmesin, gelirse yanlış mı anlaşılır? Hayır. Yanlış anlaşılmaz. Dünyada bu işler böyle değil.

İki ayrı yapı var şu anda. Federasyon’da bir profesyonel hakemler var, bir de dışarıda olan hakemler var. Dünya’da da böyle ama biz şunu istiyoruz. Futbol Federasyonu'ndan 22, 23 tane hakem profesyonel çalışsın. Bunların maaşı eşit olsun ama bir şartla. Bu hakemlerin ekonomik kaygılar nedeniyle başka yerlerde çalışmasına kesinlikle müsaade edilmemeli ve bu tespit edilirse ağır bir müeyyide haline gelmeli. O zaman takımlardaki kaptanlar, yöneticiler hakemlerle iç içe olursa, maçtan önce veya sonra, ayda bir. Düşünün ki futbolun sorunlarını birlikte konuşuyorlar. İngiltere’de uygulanan bir sistem var. Bence onu Türkiye’ye adapte etmek lazım. Kulüp yöneticileri veya atanmış delegeleri hakemlerin puanlarının yüzde ellisini oluşturuyorlar. Yani tek taraflı bir değerlendirme yok. Herkes sistemin içinde, herkes birlikte. Bütün bunlara bakıldığında Türkiye’de hakemlik müessesesinde futbolu yönetme şeklinin de bu işin gerçek sahibi olan kulüpler üzerinden yürütülmesi lazım. Futbol Federasyonu ile kulüplerin oluşturacağı bir anonim şirket ya da Kulüpler Birliği’nin görevlerinin yeniden dizayn edilmesi lazım.Modern dünyadaki gibi. Bunun en önemli örneği İngiltere. Ben bunlarla ilgili bir değişiklik olabilirminin önemli olduğunu düşünüyorum.Biz buradan 18 kulüp kesinlikle bu değişimin altına imza atmak üzere kalktık. Mottomuz şu: Bu düzen Türk futbolunun geleceği için değişmeli.

Ben Deniz Ateş Bitnel konusunda artık bir şey söylemeyeceğim. TFF'nin basın toplantısına bakarsanız, paragraf arasında onlar kararını vermişler. O konuya daha fazla girmek istemiyorum.

Peki geçen haftadan beri ne değişti? Futbolda bu tarz adaletsizlikler sadece bize yapılmadı ama düşünün ki biz bu sene bu işten çok çeken kulüplerden birisiyiz ve başındayız. Şimdi sıralamadaki yerimize baktığınızda bu haksızlıklar olmasa Avrupa’ya gidebiliyorsunuz. Sponsor ve taraftar gelirleriniz artıyor. Avrupa gelirleriniz artıyor. Peki ne oldu geçen haftadan sonra. Biz aynısını Trabzon’da Galatasaray maçında da yaşamıştık. Dejavu. Gördüğümüzü bize neden bir daha gösteriyorlar ki. Ne oldu? Olan bir şey yok. Hakem dünyasında ne olduysa onu biliyoruz ama Trabzonspor cephesinde ne oldu? Olağanüstü moral motivasyon bozuk. Bir sürü kırmızı kartlı dışarda oyuncunuz var. Zaten bir dünya sakat oyuncunuz var. Osmanlıspor maçında kadro kurmakta dahi zorlanabiliyorsunuz. Motivasyonunuz düşmüş gerçekten. Bunlara gerek yok. Bunlar olmamalı ama bunun olmaması bugünden sonra mümkün mü? Hayır yine olacak. O yüzden bu düzen değişmeli. O nedenle biz buna hep birlikte imza attık. Bu düzeni Türkiye’de değiştirmek zorundayız. Bırakın kulüpleri. Taraftarların futbola bir inancı kalmadı. Heyecanlanmıyor, mutlu olmuyor. Bunu kötü bir tiyatro sahnesinden uzaklaştırmamız lazım.

Kulüpler Birliği olarak biz taşın altına elimizi koyma kararı aldık. Oluşturduğumuz İcra Kurulu aslında bütün bu konularla ilgili daha sıkı bir şekilde çalışacak ama Federasyon’a karşı değil Federasyon’la birlikte, hakemlere karşı değil hakemlerle birlikte, taraftarlara karşı değil taraftarlarla birlikte. Bu ülkede futbolun yeniden dizayn edilmesi adına taşın altına elimizi koyuyoruz. Çünkü bu işin gerçekte patronu Kulüpler Birliği’dir. Futbol Federasyonu Türkiye’de futbolun bütün detayları ile ilgili ayrı bir yapılanmadır.

Kuddusi Müftüoğlu’nun açıklamalarını dinlerken hayal kırıklığına uğradım ama bir taraftan da sağduyulu anlamaya çalıştım neler söylendiğini. Yaptığım analiz de şöyle bir noktaya vardım. Türkiye’de sistem değişmediği sürece başkanlar değişse ne olur ki. Biz bu sorunu ilk defa bu sene mi konuşuyoruz. Peki Kuddusi bey ilk ve son başkan mıdır? Biz sorunları konuşuyoruz. Konuşuyoruz ama bir sürü başkan geldi geçti. O nedenle sorun başkan sorunu değildir Türkiye’de. Sorun bir sistem sorunudur ve sistem bitmiş, tükenmiş ve iflas etmiştir. O nedenle Kuddusi Müftüoğlu da, Yıldırım Demirören de, Kulüpler Birliği de, kulüplerin başkanları da şurada anlaşıyorsak biz kazanacağız. Var mıyız bunu elbirliğiyle düzeltmeye? O nedenle verilen demeçlerden hiçbir beklentimi karşılayamadığım için çok üzüntülüyüm. Diğer taraftan da bir karar verdik, kulüpleri de kararlı görüyorum bu düzen değişsin diye. Oradaki başkan da katkı sağlarsa belki tarihe, değişime imza atmak için O da uğraşıverdi diye umudum var. İstifa sonuç değiştirmiyor.

Benim kulüp başkanı olarak sağduyulu hareket etmek diye bir kararlılığım var. Biz yarınlarda nereye gidebileceğimizi biliyoruz. Ben Trabzonspor’un bundan sonraki yolculuğundan eminim. Nasıl adımlar attığımızı ve hangi durumlarla karşı karşıya kaldığımızı da biliyorum. Son yıllarda Futbol Federasyonu’nda da, Merkez Hakem Kurulu’nda da, diğer kurullarda da, çeşitli yerlerde çok irtifa kaybettik. Ben bunların da farkındayım. Haliyle biz dört koldan yeniden yapılanma içindeyiz. Nasıl Türkiye’de futbolla ilgili yeni bir düzen kurulmalı, bu düzen geri kalmış bir düzen diyorsam Trabzonspor’un içinde de aynı durumdayız. Biz Trabzonspor’un içinde de yeniden yapılanma sürecini yaşıyoruz. Onun için bizde de düzen değişecek, asla gelecekle ilgili Trabzonspor için bir endişe taşımıyorum.

Demirören ve Müftüoğlu’yla defalarca görüştüm. Onları ben kamuoyuna aktaramam. Tabi ki Trabzonspor’u konuştuk. Onlar da Trabzonspor’a yapılan bu haksızlığı deklere ettiler ama Trabzonspor’a yapılan haksızlık Türkiye’deki sorunları çözmüyor. Konuştuğumuz konuların özeti. Mutlak manada Türkiye’de yeni bir düzene ihtiyacımız var noktasında oldu. Bu girişimlerim sıklıkla devam edecek. Ben Riva’yı bizim yerimiz olarak görüyorum. Riva ayrı bir Cumhuriyet olmamalı. Kulüp başkanlarının takım kaptanlarının ev sahibi olduğu yerdir Riva. Futbol ailesinin merkezlerinden biridir Riva. Haliyle Riva benim evimdir bundan sonra. Ben Riva’da sıkça görüneceğim ama Riva’ya aman Trabzonspor’a bir katkı sağlayayım diye gitmem. Riva’ya benim gitme nedenim ya da bütün kulüp başkanlarının yapması gereken şey budur. Türkiye’de yeni düzene birbirimizi anlayarak yürüyebileceğimizi göstermek için gitmeliyiz.”

Başkanımızın açıklamaları