Kulübümüzün 42. Olağan Divan Genel Kurul toplantısı bugün Kadir Özcan Gençlik Geliştirme Merkezi Nizamettin Algan Salonu’nda gerçekleştirildi.

Genel Kurul Divan Başkanlığına Özer Atalay katip üyeliklere Ali Makul, Adnan Bayraktar, Fikret Ataoğlu, Derviş Köz seçildi.

Divan Başkanlığının oluşturulmasıyla başlayan genel kurulda saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Divan Başkanlık Kurulu’nun faaliyet raporu okundu.

Ali Sürmen: “Divan Genel Kurulları sorunlarımızın en doğru tartışılacağı yerlerdir”

Divan Kurulu Başkanımız Ali Sürmen, yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

“Divan Başkanlık Kurulu adına hepinize hoş geldiniz diyorum. Bugün önemli bir gün, 19 Mayıs’ı da kutluyoruz. Bu ülkeyi ve Cumhuriyet rejimini bize bırakan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını minnetle, şükranlar ve rahmetle anıyorum.

Değerli arkadaşlar; Trabzonsporumuz olağanüstü bir genel kurulla yeni yönetimini belirlemiştir. Sayın Ahmet Ağaoğlu başkanlığındaki yeni yönetimi kutluyor, başarılar diliyorum. Elbette ki adaylık sürecinde açıkça söylediği “en az 3 yıl lazım” cümlesinin şimdi önüne değil, arkasına bakmazsak önü doğru göremeyiz. Dün Karabükspor maçını izledik, son maçtı. Ama arkadaki fırtınaları hiç kimse bilmiyor. Yapılan son Olağanüstü Genel Kurul öncesi birileri “kimse aday olmaz”, “kimse aday çıkmaz” derken esasen altından kalkılmaz bir borcu dile getiriyordu. Eğer, yakın zamanda bazı paralar bulunup ödenmeseydi biz şimdi burada önümüzdeki sezon maalesef lisans alamayacağımızı konuşuyor olacaktık. Şimdi ödendiği için her şey kolay. Eleştiri yapacağız. Ben bu konularda çok rahatımdır. Üyeliğimde de, Divan Başkanı olarak da eleştirilerimi söyleyen bir insan olduğum için zaman zaman büyüklerim tarafından eleştirilmişimdir. Çağımızda bu kadar yaygın iletişim sistemlerinin olduğu ve 26 bin üyenin bulunduğu kulüpte bilgilendirme sistemi eksikliği olamaz. Bu salonlarda alkışladığınız insanlar bugün burada yoklar. Oysa genel kurullara bundan sonra da katılacağına söz veren insanlardı onlar. Bu Divan Genel Kurulları sorunlarımızın en doğru tartışılacağı yerlerdir. Çünkü burada seçim kaygısı yoktur.

Bu vesileyle söylemek isterim ki yönetimimizin bundan sonra yapacağı çalışmaları 2018 – 2019 dönemindeki sorumluluklarını dikkatle takip edeceğiz ve camiayı eskiden olduğu gibi aynı şekilde bilgilendireceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.

Yeni yönetimin ilk yaptığı şeylerden birisi tüzük tadilat komisyonunu kurması oldu. Bizimle yaptıkları istişareler sonrasında bu komisyon oluştu ve ilk toplantısını yaptı. Bu konudaki erken kararlarını takdirle karşılıyoruz. Biz üç yıldır tüzük tadilatı yapılacak diye söz verildiği halde, divanın engellendiği bir süreçten geçtik. Biz hiçbir zaman ‘biz yapalım’ demedik. Kim yaparsa yapsın ama toplumun beklentilerine uygun tüzük yapılsın dedik. Eski tüzüğümüz talebimiz üzerine kulübün internet sitesinden yayınlandı ve öneriler beklendi. Gelen öneri sayısı 20 gündür sadece 258. Bu 258 önerinin 200’ü seçimlerin mayıs ya da haziran ayında yapılması yönünde. Diğer öneriler ise aidatlarla ilgili.

Bazı yenilikleri şahsen yapmak zorundayız. Mesela; her sıkıştığımız zaman diyoruz ki Genişletilmiş Divan’ı toplayalım. O halde bunun adını koyalım. Yüksek İstişare Kurulu veya Yüksek Danışma Kurulu diye bir kurulu oluşturalım. Madem toplanıyoruz bunu adlandırmak gerekir.

Genel Kurullarımızda artık siyasi söylemler konuşulmaya başlandı. Eleştiri de yanlıştır, övmek de yanlıştır. Elbette ki Trabzonspor siyasetten yararlanacaktır, bu tartışmasızdır. Ancak bu kürsülerden katkı sağladı diye siyasi parti veya lider övülemez veya sağlamadı diye bir siyasi parti lideri eleştirilemez. Burası siyaset yeri değil. Siyaset yapmak isteyen gitsin partisinde yapsın. Bu nedenle yeni tüzükte genel kurullarda bu tür davranışlarda bulunup, genel kurulun huzurunu bozanların Genel Kurul Divanı tarafından en az iki genel kurula katılmama cezası gibi, hatta bu tür şeyleri tekrarlayanlar için disiplin cezalarında çıkarma cezası gibi yaptırımlar düşünülmelidir. Bunun yanı sıra taraftar üyeliği mutlaka tüzükte yer almalıdır.

Kulübümüzün bağış ve SMS kampanyası doğrudur. Buralardan yanlış sonuçlar çıkarmayalım. Eleştirilecekse hep birlikte eleştirelim ama kulübün ekonomik durumuna katkı sağlamak isteyen taraftara destek olalım. Yardım etmek istiyorsa eder zaten.

2018-19 döneminde Trabzonspor camiasının beklentilerine uygun, Trabzonsporluluğu özümsemiş ya da camianın değerlerine uygun davranmayı bilen ve kulübü yönetmeye kalkmayan futbolcular transfer ederler. Bu en büyük beklentimizdir. Çok kötü bir süreçtir, futbolcunun kulübü yönetmeye kalkması ya da sahada kimin oynayacağına karar vermesi.

Gönül arzu ederdi ki 50. Yılda şampiyon olalım, ama olmadı. Kulübe her türlü katkıya saygı duymak gerekir. İyi niyetle yapılan geçmişteki bütün faaliyetlere teşekkür ediyorum. 50. yılda şampiyon olamadık ama biz divan olarak yönetimle yaptığımız görüşme sonrası hiç değilse 50. Yılda kurucularımızı hatırlayalım kararını verdik. Hiç değilse onları ödüllendirerek manevi tatmin yaşayalım. Bu nedenle kurucularımızı kürsüye davet ediyorum.”

Kurucu üyelerimize plaket verildi

Başkanımız Ahmet Ağaoğlu tarafından kurucu üyelerimiz Nizamettin Algan, Sabit Sabır ve Salih Erdem’e plaket verildi.

Hayrettin Hacısalihoğlu: “Şeffaf olacağız”

Plaket töreninin ardından Asbaşkanımız Hayrettin Hacısalihoğlu söz aldı ve şu ifadeleri kullandı:

“Kısa bir süre önce yönetimimiz seçildi. Trabzonsporumuzun yaşadığı sıkıntıları hepiniz biliyorsunuz. Yönetim Kurulumuzun göreve gelmesi ve faaliyetinin bu güne kadarkilerden bir parça daha değişik olduğunu söyelek gerekir. Hepimiz adına bu kulübün raydan çıkmış bir trenin tekrar raya oturtulması şeklinde faaliyet göstereceğini, bunun için de herkesin yardımına, desteğine, katkısına ihtiyaç olduğunu ifade ettik. Zaten görev süresine baktığınız zaman Aralık ayının sonuna kadar görev süresi olan, kısa sürede fark edilmiş ve herkesi rahatsız etmiş bazı sorunların çözümü gerekmektedir. Bütün çalışmalarımızı bu çizgi doğrultusunda yapıyoruz. Bazılarınca çok takdirle karşılanan, bazılarının düşüncelerine ters gelen uygulamalar veya davranışlar da olabilir. Bunlar işin doğasında var. Her yapılan Trabzonspor’un menfaati için yapılmaya çalışılıyor. Bunda yönetim olarak değil camia olarak ne kadar başarılı olacağız onu bilmiyorum. Dilerim ve umuyorum ki geçmişten daha iyi bir duruma gelir Trabzonspor. Eski başarılı ve huzurlu olduğu günleri hep birlikte yaşarız.

Bu dönemde dikkat ederseniz kimseyi suçlamadan ama yanlışları paylaşarak, gerçekleri söyleyerek hareket ediyoruz. Kulübün parası yoksa, parası yok… Ekonomisi yoksa, ekonomisi yok diyeceğiz. Transfer imkânımız yoksa, yok diyeceğiz. Satılması gereken oyuncu varsa, kulübün şartları satılmasını gerektiriyor diyeceğiz. Bunları süslemeden, ikna etmeden, kandırmadan anlatacağız.

Bu dönem camia adına faaliyetleri yürüteceğiz. Hep birlikte belki bir mutlu dönemler geçirdik. Olan eksikleri, yanlışları örterek mutlu olmaya çalıştık ama ifadem doğruysa duvara toslamaya beş kaldı. Geri döndürebilir miyiz, durdurabilir miyiz onun gayreti içerisindeyiz. Hiçbir şeyin gizlenmeyeceğini tekrar ifade ediyorum.

Bu saat itibarıyla bir hoca tespiti yapılmış değiliz. Ama kamuoyunda birinin ismi yazılıyor sonra yorumlar yapılıyor. Olmayan bir şey için bu kadar tartışırsak, konuşursak yönetimler nasıl çalışır. Olmayan bir şey için bu kadar konuşursak olan için ne yaparız. Kimse tenkit etmesin demiyorum.

İlgimizi, sevgimizi ve eleştirimizi kulübün yararına kullanalım. Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmamaya özen gösterelim diyorum. Saygılar sevgiler.”

Denetleme Kurulu Raporu okunmasının ardından divan üyelerinin görüş ve önerileri dinlendi.

Ahmet Ağaoğlu: “Ben bu kulübün hizmetkârıyım”

Genel kurulun sonunda ise Başkanımız Ahmet Ağaoğlu kürsüye geldi. Başkanımız şöyle konuştu:

“1 Milyar TL’lik borcu üç yılda bu hale getiren ve kulübü böyle bir çıkmaza sürükleyenleri eleştirseydiniz kulüp de bu hale düşmezdi, ben de başkan olmazdım. 40 gün içinde 1 Milyar TL’yi ödeyecek bir finans uzmanı varsa biz de onunla çalışmak isteriz.

Hiçbir şekilde geçmiş yönetimin olumsuzluklarını konuşmak için burada değilim. Kulübün yönetimini devraldığınız yerde, kulübün kadrosunu ve borçlarını da devraldık. Dün yaptığımız 80 Milyon TL’lik ödeme ile şubat ayına kadar ki borçları ödedik. Birikmiş olan, UEFA ve FIFA’nın önüne gitmiş, rica ve minnetle beklettiğimiz borçları ödedik. Sekiz yıllık bir ek krediyle ödediğimiz borç, bir önceki yönetimin Şubat’ta ödemesi gereken borçtu. Henüz daha bizim dönemimize gelemedik bile.

Kulübümüzün geliri 130 milyon TL, profesyonel kadro maliyeti 180 milyon TL, kur farkı 80 milyon TL, kulüp giderleri 60 milyon TL… Şimdi sizin açığınız 200 Milyon civarında dolaşıyor. Bunu 40 günlük planla düzeltmeniz mümkün değil. Gelirken ne dedik, öncelikle borçların yapılandırılması. Bizim 400 Milyonu bulan borcumuz beş yıllık bir kredi ve bu kredinin yarısı Euro. O zaman ki Euro’nun düşük faiz oranından yararlanma düşüncesinden yapıldığını tahmin ediyorum. 3.30’dan alınan kredi bugün neredeyse 5.30’a geldi dayandı. Bunun da TL’ye çevrilmesi lazım. Üç haftadır bankaların kapısında yatıyoruz. 8 seneden önce gelirlerimizle bu nakit girişiyle kulübün bu tablonun içinden çıkması mümkün değil. Denizbank- Ziraat konsorsiyumundan alınan krediyi de 8 yıllık yapılandırıyoruz.

Geldiğimiz gün ve takip eden süreç içerisinde 20 Milyonluk ödeme yapıldı. Planımız 10 milyonluk ödemeydi. Futbolcularla yaptığımız konuşmada biz yeni geldik ama 15 Mayıs’ta ödemelerinizi yapacağız dedik. Ama ne hikmetse 15 Mayıs sözünü vermemize rağmen bize ihtar çektiler 30 Nisan’da ödeyin diye.

15 Mayıs sözümüzü tutamadık. Trabzonspor’un şu an kredibilitesi yok, kredi alma şansı yok. Çünkü teminat olarak göstereceği şeyler 2023’ün, 2024’ün arkasına sarkmaya başladığı için imkansıza yakın bir durum. 80 milyon TL’lik kredi bu ayın 18’inde hesabımıza geçti ve geçer geçmez futbolcuların hesabına yolladık. Bir Türk futbolcumuz da beklemiş ve ihtar çekmiş. Yani ben Trabzonspor Kulübü’nün kaptanıyım, para için bir başka kulübün kaptanı arkasında sahaya çıkmam diyen futbolcu profilinden bugün gelmiş olduğumuz nokta bu.

Yoğun olarak ilgilendiğimiz konu borçlar ama Allah’a şükür belirli bir program içinde gidiyoruz. Bir ek kredi almaya kalktığınız zaman Denizbank – Ziraat konsorsiyumunun onay vermesi lazım. Onlar onay vermeden krediyi alma şansınız yok. 5 yıl sonra ödeme yapmaya da bir bankayı ikna etmek mümkün değil. Burada üç günlük gecikme oldu ama bu üç güne tahammülü olmayan insanlar var. Her insan hissettiği şekilde yaşar. Ben ve arkadaşlarım bu işin içerisine girerken değerli büyüklerimizin bin bir emekle kurmuş olduğu, efsanelerimizin bu güne kadar gelmesinde ön ayak olduğu bir kulübün, “döndürülemez” diye düşünülen borcun altına girmek zorunda hissettik. Hiçbir planla, programla gelmedik. 1 Milyar TL’yi geri ödeme planı yoktu. Genel Kurulda da böyle bir şey ifade ettiğimizi hatırlamıyorum.

Profesyonel futbolcu kadrosu maliyeti yarıya inecek. Ama bunu hep beraber topluma anlayacağız. Bana mesajlar geliyor, şu futbolcuyu satarsan böyle olur, bu futbolcu bizim kırmızı çizgimizdir diye. Doğruları, gerçekleri topluma hepimizin anlatması lazım.

Bunların hiçbir tanesi gelirken doğru bildiğimizi yapmaktan bizi bir adım geriye götüremeyecek. Gelirken söyledik zaten. Yanacağız… Ama yanacaksan da adam gibi yan bir şeyleri değiştirerek yan. Oram yanmasın, kolum kurtulsun, ceketimi kurtarayım yok. Kulübün adına doğruları yapmadan gidersen yandığınla kalırsın. Kulübe de vermek istediğin hizmetin %10’unu veremeden gidersin. Yanacaksak dibine kadar yanacağız ama bazı şeyler değişecek.

Oyunculara olan borçlar 75 Milyon TL, Kulüplere olan borçlar 90 Milyon TL, Çin hariç… Milan kulübüne Kucka ve Sosa’dan kaynaklanan bonservis bedelleri 3 yıl içinde ödenecek. Menajerle olan borçlar da 57 milyon TL. Bu paralarla kadroyu kuruyorsunuz, ligi de 5. Bitiriyorsunuz. Sizinle aynı durumu paylaşan takımlar 20, 22 milyon Euro’luk maliyetli kadrolar kurmuş. Sizden %60 daha az para harcayanlar sizden 3 puan az almışlar. Üsttekiler zaten bizi hiç ilgilendirmiyor, biz kendi gelir gider dengemizi sağlamak zorundayız.

Bu projeksiyona göre 5.liğin altında bitirmediğimiz zaman krediler 8 yılda ödenebilir hale geliyor. Ama Trabzonspor’un ivedilikle, 2-3 gelir getirici ticari projeyi hayata geçirmesi lazım. En azından banka borçlarının yarısını o projelerden elde edilecek gelirle ödemesi lazım ki 80 milyona varan faiz yükünü de yarıya indirsin.

Son 40 gündür nerede uyandığımı bilmiyorum. Uyandıktan sonra etrafıma bakıyorum, Ankara’dayım, İstanbul’dayım, Trabzon’dayım… Sonra da borçları düşünüyorum. Bize “proje anlat” diyorlar… 60 yaşındayım, 40 yıldır da ticaretle uğraşıyorum, iphone bile yeni model çıkartırken ne olduğu bile kimse bilmiyor. Olur, projelerimizi söyleyelim, başkaları gitsin atlasın üstüne.

Ama yine de birini açıklayayım, Bordo Mavi Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı düşünüyoruz. Enerji konusunda da girişimlerimiz var.

Yusuf Yazıcı’ya 15-18 Milyona İtalya’dan teklif var ama yok dedik. Önümüzdeki sezon bir yere gitmesi mümkün değil. Bir futbol takımı futbolcu satarak para kazanır. Futbolcu alarak para kaybetmez, kaybetmemeli. Bunun bir ölçüsü vardır. Trabzonspor’da oynayacak futbolcu vardır, oynamayacak futbolcu vardır.

Ben buraya hizmet vermeye geldim. Kulübün başkanı olarak dönüp baktığımı zaman fotoğraflarda yerim olduğuna bile inanamıyorum. Ben buraya hizmet etmeye geldim, hizmetçisiyim. Benim kriterim büyüklerimizden aldığımız ve gördüğümüz değerleri uygulayarak Trabzonspor’u layık olduğu noktaya taşımak. Trabzonspor’un olmayan kaynaklarını sırf sportif başarı için harcamaya devam edersek… Ahmet Ağaoğlu geldi, 880 Milyonluk borç var. Her ay 7-8 milyonluk faiz ve kur farkı zararımız var. Alırız biz de 1 Milyonla, hedef şampiyonluk deriz, transferler, futbolcuları… Ama bir başkasına 1.5 Milyonla devretme şansımız yok.

Geçenlerde bir konuşma oldu. Küme düşen takımlarla alakalı olarak… Yüzme bilmiyorsunuz ama canınız suya düşmüş can çekişiyor. Boğulacağınızı bilseniz bile suya atlarsınız. Ama canınız değilse orada boğulan için cankurtaranı beklersiniz. Trabzonspor bizim canımım, Trabzonspor için her türlü fedakârlığı yapmaya da hazırız. Allah ömür verdiği sürece. Biraz geç daha bol ve enerjimin çok olduğu zamanda olsaydı ama bu tablo da içinden çıkılmayacak bir tablo değil.

Banka borçlarını yarıya indirebilmek için gelir getirici 2-3 projeyi hayata geçirmeliyiz. Oradan aktarılacak kaynak hiçbir şey olmasa bile hem borçlarınızı indiriyor ve 40 milyonluk faiz ve kur farkından kurtarıyor.

Aleyhimizde davalar açılmış olabilir ama Trabzonspor, Türkiye’nin markasıdır. Trabzonspor’un adı hala çok büyük iş görüyor. Bu avantajımızı da en iyi şekilde kullanmak zorundayız.

Bizim açtığımız kampanya sadece ve sadece taraftar istediği kampanyadır. Benim 20 liram var ödemek istiyorum IBAN verin diyen taraftarın kampanyasıdır. Biz elbette bu paralarla borcun ödenmeyeceğini biliyoruz ama bu bir aidiyet duygusudur. 15 lira belki hiçbir şeydir ama kulübün düzlüğe çıkması için ben de bir şey yaptım diyerek aidiyet sağlayacaktır.

Hocayla ilgili bir gündemimiz söz konusu olmadı. Bir an önce takımın ligi hak ettiği yerde bitirmesine odaklanmıştık. Onların kendi işlerine bizim de ekonomiye odaklanacağımızı söyledik. Düşünce var, çalışma da var ama temas ettiğimiz hiç kimse yok bu güne kadar. Fakat en kısa zamanda çözüm üretmek zorunda olduğumuz konuların da başında geliyor. Bizimle birlikte aynı şeyi paylaşıp, aynı hedefe yürüyerek aynı fedakârlığı gösterecek, yarın gidip noterden ihbar veya ihtarname çekmeyecek insanlarla hedefe yürüyebiliriz.

Yapmış olduğumuz hiçbir şey bugünü kurtarmak için değil. 3 yıl, 4 yıl sonrası için bir şeyler yaptığınız zaman eleştirilmek çok kolaydır. Bize bir 3-4 sene sabır gösterin dedik ama bazı platformlarda 3-4 hafta sabır gösterilmediğini gördük.

Cenk kıyafetini giyip de ortaya çıkan insan bu şekilde de yılmaz.”